Bilimin, tarihin ve kültürel mirasın kesişim noktasında: Cizre’de doğan bir hayal
Cizre’nin yetiştirdiği büyük bilim insanı, mucit ve mühendis İsmail Ebul-İz El-Cezerî’nin mirasını gelecek kuşaklara aktarmak...
İşte bu güçlü hayal, sessizce filizlenip bir müzeye dönüştü.
1996 yılında, araştırmacı-yazar ve eğitimci Abdullah Yaşın, ailesine ait 45 parçalık arkeolojik ve etnografik koleksiyonla yola çıktı. Bu girişim, halkın da desteğiyle kısa sürede karşılık buldu. İsmail Ebul-İz İlköğretim Okulu bünyesinde kapılarını açan müze, 373 eserden oluşan koleksiyonuyla bölgenin tarihine açılan özgün bir pencere oldu.
14 Mart 1996 tarihinde resmi olarak kurulan “Özel Cizre İsmail Ebul-İz El-Cezerî Müzesi”, El-Cezerî’nin bilimsel dehasını ve Cizre’nin binlerce yıllık kültürel zenginliğini bir araya getirerek daha geniş bir anlam kazandı.
Müze, başlangıçta bir ilköğretim okulunun bünyesinde faaliyet gösterdi. Ancak kısa süre içinde artan ilgi ve koleksiyonun genişlemesiyle daha uygun ve kalıcı bir mekâna taşındı. 1917 yılında inşa edilen tarihi Cizre Belediye Binası restore edilerek müzenin yeni evi oldu.
Bugün bu özel müzede, 10.000 yılı aşkın bir geçmişi temsil eden eşsiz eserler yer alıyor. Nuh Peygamber’e ait olduğuna inanılan mihrap taşından, Gudi, Med, Asur, Babil, İslam İmparatorluğu, Emevi, Abbasi, Selçuklu, Rum, Arap, Cizre Azizan Beyliği, Zengi, Artuklu ve Osmanlı dönemlerine kadar pek çok medeniyete ait parçalar, ziyaretçilerini zaman yolculuğuna çıkarıyor.
Kurulduğu günden bu yana büyüyen ve zenginleşen koleksiyon, El-Cezerî’nin ilham verici mirası etrafında şekillenen bir hafıza mekânına dönüştü. Bugün hâlâ Cizre Kaymakamlığı'nın himayesinde faaliyetlerini sürdüren müze, sadece bir sergi alanı değil; aynı zamanda geçmişle geleceği buluşturan yaşayan bir kültür merkezidir.
Hz. Nuh Peygamber’in eski yattığı bodrum katının kendi ibadetgah bölümünde bulunan Mekke ve Kudüs kıblelerini gösteren özel mihrab taşı