Bayramlar ve Newroz

BAYRAMLAR                              

            Cizre’de Ramazan ve Kurban bayramı gibi dini bayramlar dışında, binlerce yıldan beri baharın başlangıcı ve Kürtlerin Kral Dahhak zülmünden kurtuluşu olan Nevruz  (Newroz) Bayramı kutlanmaktadır.

1-NEWROZ (NEVRUZ) BAYRAMI:

 

            Binlerce yıldan beri Kürtlerce kutlanan milli bir bayramdır. MÖ.VII. yy’da Iran’ın IV. Şahı, Pişdadiyan sülalesinden Şah Tahmuris’in oğlu CEMŞİD (Cem) hükümdarlığı döneminde, DAHHAK (BİVERESB) b. Ervendesb b. Zinkar b. Vendriştek b. Yarin b. Efreval b. Siyamek b. Mişa b. Keyumers adında bir sihirbaz omuzlarındaki iki yılana benzer çıkıntılarla halkı korkutup hileyle krallığı ele geçirmeyi başarmıştır.[1] Kral Cemşid ise kaçarak Çin Ülkesine sığınmak zorunda kalmıştır. Dahhak, Kral Cemşid’in dönüp onu alt etmesinden korktuğundan Kral’ı Çin’de bulup öldürtmüştür.[2] Babalarını kaybeden Kral’ın oğlu Feridun ve diğer çocukları kimsesiz kalmış, dağdaki çobanlar tarafından gözlerden ırak bir şekilde büyütülmişlerdir.[3]

            Dahhak zalimliği ile ün salmış, haksızlığı prensip edinmiş, insanlara türlü işkenceler uygulamıştır.[4] Omuzundaki yılan şeklindeki yaraları her gün iki insanı öldürüp beyinlerini yaralarına sürerek tedavi etmeye çalışmıştır. Halk arasında herhangi bir isyana neden olmamak için ise öldürdüğü insanları her gün farklı köylerden kura ile seçtirmiştir. Bu durum karşısında halk iyice çaresizlik içinde bırakılmıştır. Kürt mitolojisine göre, Dahhak’ın zulmü bu çaresiz halk içerisinden biri tarafından başlatılan bir isyanla öldürülmesiyle son bulacaktır.

            M.Ö. 750 yılında, kurban edilme sırasının kendi çocuklarına da geleceğini düşünen Isfahanlı Kürt demirci KAWA (KAVA) (Gêvi), bu durumdan kurtulmak için Dahhak’ın öldürülmesi gerektiğine karar verir ve bunun için kendini feda edebileceğini düşünüp halkı örgütlemeye başlar. Bölgedeki bütün köyleri dolaşarak halkı böyle bir zalimin ortadan kalkması ve başlatacağı isyanda kendisine destek vermeleri konusunda ikna eder. Kralı öldürebilmesi halinde halk ta isyana katılacaktır. Kawa saraya gidip iki oğlunu gönüllü olarak Kral’a kurban etmek bahanesiyle içeri girecek ve Dahhak’ı öldürecektir. Halk ta saray etrafındaki sokaklarda gizlenecek, Kawa’nın Kral’ı öldürdüğünün işareti olarak sarayın damında yakacağı ateşi gördüklerinde de saraya saldırarak büyük isyan başlatılacaktır.

            Kawa, saray nöbetçilerine çocuklarını gönüllü olarak yüce Kral Dahhak’a kurban etmeye getirdiğini, ancak Kralın el ve eteğini öperek helallık istediklerini söyleyerek içeri girer. Kral’ın huzuruna alınan Kawa ve iki oğlu elbiselerinin altında gizledikleri kılıç ve hançerleriyle kral ve nöbetçilerine saldırırlar ve Kral ve nöbetçilerini öldürmeyi başarırlar.[5] Kawa ve bir oğlu saray odasına doğru gelen askerlerle mücadele ederken, diğer oğlu dama çıkarak parola olan ateşi yakar ve “Kava Bayrağı” (“Drefşi Kaviyan”, “Drefşi Kawa”[6]) olarak adlandırılan ve beline sarılı üç renkli (sarı, Kırmızı, Yeşil) bir bezi çıkararak sallamaya başlar. Etrafta gizlenen halk saraya hücum ederek Kral yanlılarının çoğunluğunu öldürür. Böylelikle saray hakimiyeti halkın ellerine geçer; geriye kalan askerler de teslim olup yeni yönetimin emrine geçer.

            Halk Kawa’nın kral olmasını ister. Fakat Kawa krallığı eski Kral Cemşid’in oğlu Feridun’a armağan etmeyi uygun görür. Dahhak’ın zülmünün ortadan kaldırılması Ortadoğu ve İran halkları için özgür ve yeni bir günün doğuşudur. Bu gün Kürtçe’de “yeni bir gün” anlamına gelen Newroz (Newruz-Nuruj) olarak adlandırılıp milli bir bayram olarak kabul edilirerek günümüze kadar gelir. Bundan dolayıdırki Celali Kürtleri’nin takvmlerinin başlangıcı doğuş günü olarak gördükleri 21 Mart’tır.

            Kürtler dışında İran bölgesinde yaşayan Türkmenler, Farslar, Peştular, Ermeniler ve Gürcüler’de bu zülümden kurtuldukları için bu bölgelerde de Newroz Bayramı kutlanmaktadır. Orta Asya Türk Devletleri içinde çok miktarda Kürdün yaşaması [8] bu adetin Türkler arasında da yayılmasını sağlamıştır. 1517 yılından itibaren Osmanlı’ya bağlı özerk vilayetler olan Botan, Hakkari, Bitlis, Diyarbakır vb. Kürt Beylikleri’nde Newroz kutlandığından, İstanbul’da ki Osmanlı saraylarında da Newroz şenlikleri düzenlenmiştir.

            Kürt halkı M.Ö.750 yılından beri her sene Newroz Bayramı’nı (Nevruz Bayramı) kutlar, kadın erkek kıra çıkıp ateş yakar ve bu yakılan ateşin üstünden atlayarak dilek tutar. Newroz’a Kürt yazarların divanlarında da kolayca rastlamak mümkündür. Cizreli şair ve yazar Ş. Ahmet El-Cezeri ve Kürt filozof ve şair Şeyh Ahmet Hani kendi divanlarında Newroz’u anlatmışlardır.

            Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu halklarından Kürtlerin şerefine Mustafa Kemal Atatürk İstiklal Savaşı’nın akabindeki ilk yıllarda Newroz Bayramı’nı kutlamıştır.

            Kawa’nın bayrağına dönecek olursak, Cizreli tarihçi İbnulesir (1160-1234) Kawa Bayrağı’nın zaferden sonra geldiği noktayı şöyle anlatmıştır: “Bu bayrağı Acem Şahları teberrük edip uğur bekledikleri en büyük işlere giriştikleri zaman ortaya çıkarırlardı. Yine bu bayrak hükümdar çocuklarının büyük ve önemli işleri için yola çıkarıldıkları vakit çekilirdi.”[7]

               Bazı görüşler Newroz ve Ergenekon destanlarının aynı olduğunu savunmaktadırlar. Tarihsel araştırmalardan görüleceği gibi, Ergenekon Destanı’na konu olay M.S. 552 yılında gerçekleşmiştir. Halbuki Newroz olayı M.Ö. 750 yılında vuku bulmuştur. Ergenekon olayının Demirci Kawa’yla bir ilişkisi olması mümkün değildir. Her iki olay arasında 1250 yıl olduğundan bu tez tutarlılık göstermemektedir.

2-DİNİ BAYRAMLAR   

 

RAMAZAN BAYRAMI  VE  KURBAN BAYRAMI

Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı olan Dini bayramlarda haftalar önce bütün ev temizlenir, badana ve boyası yapılır, eksik eşyalar tamamlanır. Erkek kadın çoluk çocuk herkese yeni elbiseler alınır. Geceden yemek hazırlıkları yapılır. Sabahleyin erkekler önce bayram namazına sonra on on beş dakikalığına mezarlıkta  ölülerini  ziyarete giderler. Dönüşte ev halkı bayramlaşır ve yemeklerini yerler. Bu sırada fakir komşular unutulmaz, onlara yemek gönderilir. Kahvaltıdan sonra erkekler uzak ve yakın bütün komşuları, uzak yakın akrabaları gezer, bayramlarını kutlarlar. Bayramda koku, şekerleme, tatlı ve yakınlara meyve ikram edilir. Bayramlaşmak için bazı çocuklar ev ev gezer. Gelen her çocuğa şeker dağıtılır. Bayanlar ikinci veya üçüncü gün babalarının evlerini ziyaret ederler.

 

Cizre’li mucit İsmail Ebul-İz El-Cezeri’nin çocuklar için yaptığı Çerxufelek[9]

           

Kurban bayramında Cizre’nin yüzde otuzu kurban keser. Bu da imamlarımızın onları iyice yönlendirmemesi içindir. Gerçi Şaafi mezhebinde kurban kesmek sünneti müekkede olsa da Kevser Suresinde yüce Allah (c.c.) “.......artık Rabbin için namaz kıl ve kurban kes.........” emriyle nezaketen de olsa kurban kesmek gerekir. Kurban kesilince üç bölüme ayrılır. Bir bölümü ev sahibine, bir bölümü fakirlere, bir bölümü de dost ve akrabalara verilir.

            Cizre çocuklarının bayramları görkemli geçer. Özellikle robot, saat, su makinaları, termos, kilitler ile toplam altmış makinanın mucidi olan Cizreli İsmail Ebul-İz El Cezeri (1153-1233) çocuklarımızı da unutmamış, onlara bir çok oyuncak ve müzik otomotları armağan etmiştir.

Cizre’li mucit İsmail Ebul-İz El-Cezeri’nin çocuklar için yaptığı Çerxufelek[10]

 

Bir çok uygarlığı bağrında tutan Cizre, tarihin derinliklerinden bu güne kadar bayramlarda kullandıkları araç gereçleri hala yaşatmaktadırlar. Sert dut ağaçlarından yapılan “Kerşeytan” dedikleri atlı karıncalar, bir seferde sekiz on çocuğun binebildiği “Çıncilik” denilen salıncaklar, üç beş yaş grubu küçük bebelerin güneşten ve yağmurdan korumak amacıyla yapılan perdeli salıncaklar. Cizre’ye özgü ustalık ve tekniklerle duttan yapılan ve her seferde yirmi dört kişinin havada döndüğü “Çarkıfelek”ler, kura oyununa dayanan “Kısmet Nesib” (Qısmetnesib)  bayram yerini süsleyen öz be öz araçlarımızdır. Bunlar hala hayatiyetlerini sürdürmektedirler. Mezopotamya Botan uygarlığının izleri şehir olan Cizre’de aranmalıdır. Bayramla ilgili çevredeki il ve ilçelerde böyle çocuklar için yapılan tarihsel bayram araç-gerçleri yoktur.

Eskiden Newroz Bayramı Cizre kırları olan Nergizi, Saklan, Çama, Ğayda, Oveyn’de kutlanırken, dini bayramlar da çocukların park alanları olan ve“Harık” (Xarık)  denilen yerlerde kutlanmaktaydı. Bu yerler düğün, tören, bayram yerleri olarak kullanılırdı. Boş zamanlarında sporlarını burda yaparlardı. Çocukların uzaklara gidip yorulmamaları ve başlarına bir şey gelmemesi için her mahallenin ayrı bir yeri olurdu. Bunlardan en önemlileri Bayırağa, Piroz, Abdik, Piştacime, Serimeydan, Rütikya, Girhamam, Girireş, Bazibda, Oveyn, Ğayda, Banihani gibi bayram yerleri idi.

            Çocuklar bayramlarda kendilerinin yaptığı  bazalt ve kalker taştan yontularak yapılan beyaz, siyah, kahverengi renklerde küçük cevizler büyüklüğünde bilyelerle oynarlardı. Ayrıca hayvan dizinin içinden çıkarılan ve “Kap” denilen eklemin yontulup boyanmasıyla elde edilen çocuk oyuncağıyla oynarlardı. Ayrıca çocuklar kendilerine yirmi otuz tane yumurtayı kaynattıktan sonra renklerle düz veya motifli şekiller verdikten sonra yumurta kırma oyunu oynarlardı. Kim kimin yumurtasını kırarsa kırılan yumurta sağlam yumurtanın sahibine geçerdi.

           

 

[1] ElKamill Fit Tarih,İbnulesir El-Cezeri,c,1. s,67 (İslam Tarihi.Bahar Yay.Ist)

[2] Meydan Larousse c,4. s,102

[3] Meydan Larousse c,4. s,102

[4]ElKamill Fit Tarih,İbnulesir El-Cezeri,c,1. s,67 (İslam Tarihi.Bahar Yay.Ist)

[5] Meydan Larouse c,4. s,102

[6] ElKamill Fit Tarih,İbnulesir El-Cezeri,c,1. s,68 (İslam Tarihi.Bahar Yay.Ist)

[7] ElKamill Fit Tarih,İbnulesir El-Cezeri,c,1. s,68 (İslam Tarihi.Bahar Yay.Ist)

[8] Türk Dünyası,1993,MEB.Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı

[9] Foto:Ramazan İmrağ

[10] Foto:Ramazan İmrağ